Pilonidal sinüs cerrahisi, kuyruk kemiğine yakın enfekte olmuş kistlerin veya sinüs yollarının çıkarılmasını ve nüksün önlenmesini amaçlayan bir prosedürdür. Pilonidal sinüs, saç ve döküntülerin cildin altına sıkışması sonucu gelişir ve iltihaplanma, ağrı ve tekrarlayan enfeksiyonlara yol açabilir. Genellikle iç içe geçmiş bir saç olarak başlar ve tedavi edilmezse irin dolu ağrılı bir apseye dönüşebilir. Uzun süreli oturma, obezite, aşırı terleme ve sürtünme bu durumun gelişme riskini artıran faktörlerdir.
Tedavi seçenekleri, kistin çıkarılmasını ve yaranın dikişle kapatılmasını veya yaranın doğal olarak iyileşmesi için açık bırakılmasını içeren cerrahi müdahaleyi kapsar. Minimal invaziv bir alternatif olarak lazer tedavisi, bir lazer probu kullanarak kisti yok eder, ağrıyı azaltır ve nüks riskini azaltır. Pilonidal sinüslerin tamamen önlenmesi zor olsa da, uygun hijyen, uzun süreli oturmaktan kaçınma, aktif kalma ve etkilenen bölgedeki tüylerin alınması, nüks olasılığını azaltmaya yardımcı olabilir.
Pilonidal sinüs cerrahisi, kronik veya tekrarlayan enfeksiyonlar, kalıcı ağrı veya antibiyotiklere ya da yara bakımına cevap vermeyen sürekli drenaj yaşayan bireyler için önerilir. Apseler sıkça oluştuğunda, şişmeye, hassasiyete ve oturma veya hareket etmede zorluğa yol açtığında genellikle ameliyat gereklidir. Bu semptomlar, günlük aktiviteleri etkileyebilir ve yaşam kalitesini önemli ölçüde bozabilir, bu da cerrahi müdahaleyi uzun vadeli rahatlama için en iyi seçenek haline getirir.
Daha ciddi vakalarda, sinüs yolu genişleyebilir, derinden enfekte olabilir veya cilt komplikasyonlarına yol açabilir. Pilonidal sinüsler nadiren kendi başlarına iyileşir ve genellikle zamanla kötüleşir, bu nedenle cerrahi müdahale nüksün önlenmesi için en etkili yoldur. Tedavi edilmezse durum giderek daha acı verici hale gelebilir ve zamanla yönetimi zorlaşır.
Pilonidal sinüs cerrahisi, durumun ciddiyetine ve hasta ihtiyaçlarına bağlı olarak farklı tekniklerle gerçekleştirilir.
Pilonidal sinüs ameliyatından sonra iyileşme süreci, yaranın açık mı yoksa kapalı mı bırakıldığına bağlı olarak değişir. Açık yara iyileşmesi birkaç hafta sürebilir, ancak tekrarlama riskini azaltırken, dikişli yaralar daha hızlı iyileşir ancak dikkatli izleme gerektirir. Hafif ağrı ve drenaj meydana gelebilir, ancak uygun bakım ile bunlar yönetilebilir.
Yara bakımı, hijyen uygulamaları ve aktivite değişiklikleri dahil olmak üzere kişiselleştirilmiş bakım sonrası talimatlar sağlanır. Düzenli takip randevuları, iyileşmeyi izlemeye ve komplikasyonları önlemeye yardımcı olur. Hastalara, uzun süre oturmaktan kaçınmaları ve nüks riskini azaltmak için bölgeyi temiz tutmaları önerilir.
Sık Sorulan Sourlara Göz Atın.
Kişisel desteğe mi ihtiyacınız var ?
Hızlı bir yanıt almak için bize WhatsApp üzerinden ulaşın; dakikalar içinde size geri dönüş yapıyoruz .
Basit bir prosedürle ve yeniden yönlendirme olmadan uzun süreli kilo kaybı için minimal invaziv cerrahi.